Hoinic: Gordion Kantatı
Saygun Filarmoni Korosu ikinci konserinde Brahms'ın Op.80 Akademik Festival Uvertürü ve Bujor Hoinic'in Gordion Kantatı eserlerini seslendirdi. Çiğdem Aytepe ve Atilla Çağdaş Değer’in çalıştırdığı Muammer Sun, Ertuğrul Oğuz Fırat ve Muzaffer Arkan Kızlar Korosu bir araya gelerek bu konserde Gordion Korosu adıyla sahne aldı.
Şefik Kahramankaptan'ın Andante dergisi için yazdığı konser izlenimleri şöyle:
A.T. Kışlalı anısına Gordion Kantatı
Bujor Hoinic'in 15 yıl önce prömiyerini yapacağı gün, menfur bir suikast sonucu öldürülen Ahmet Taner Kışlalı'nın anısına adadığı Gordion Kantatı, bestecinin oğlu şef Artun Hoinic yönetimindeki Ankara Gençlik Senfoni Orkestrası ile Atilla Çağdaş Değer ve Çiğdem Aytepe'nin hazırladığı Gordion Korosu tarafından görkemli biçimde seslendirildi.
Ankara Gençlik Senfoni Orkestrası genç kuşak şeflerimizden Fazlı Orhun Orhon tarafından 2011 yılında kuruldu. Halen Müzgender (Müzikle Yaşayan Gençlik derneği) ile SCAMV himayesinde ve Orhun'un genel müzik yönetmenliğinde çalışmalarını sürdüren orkestra, Ankara, Bilkent, Hacettepe ve Başkent Üniversitelerinin konservatuvarlarında değişik dönemlerde eğitimlerini sürdüren gençlerden oluşuyor. Gordion Korosu ise Atilla Çağdaş Değer ile Çiğdem Aytepe yönetimindeki MÜZED, Muammer Sun ve EOF Korolarının biraraya getirilmesiyle bu konser için oluşturuldu.
Dört bölümden oluşan bu kantatı besteci ve şef Bujor Hoinic, Anadolu'nun eski uygarlıklardan Frig tarihinden esinlenerek yazmıştı. Pessinus, Kibele, Lahey ve Gordion başlıklı dört bölümde eski Frig alfabesinden çözümlenmiş bazı metinler de kullanan Hoinic, orkestra yazısında antik dönemde Anadolu'da kullanılmış lir, flüt, zil, çan gibi çalgılara özel bir önem vermişti. Eserin ilk seslendirileceği günün sabahında eski kültür bakanlarından yazar Prof. Ahmet Taner Kışlalı bombalı bir suikastla yok edilince, Bujor Hoinic partisyonun üzerine el yazısıyla not düşerek kantatı Kışlalı'nın anısına adamıştı. O zaman oğlu Artun Hoinic, 13 yaşında Bilkent'te müzik öğrencisiydi.
Aradan 15 yıl geçtikten sonra, eserin bu kez şeflik diplomasını Çaykovski Konservatuarı'ndan almış oğlu Artun tarafından seslendiriliyor olması gurur vericiydi.
Artun Hoinic, önemli Rus şef ve pedagog Rozdestveski'nin son öğrencisiydi. Bilkent'te sınıf arkadaşlarıyla ilk denemelerinden sonra, geliştikçe yaptığı çeşitli orkestra konserlerine de tanıklık ettiğim Artun'u ilk kez korolu bir eseri yönetirken izledim. Ciddi, güvenli duruşu, iki elini dengeli biçimde kullanışı, sağda tempoyu götürürken sol eliyle nüansları işaretleyip, atakları yerli yerinde verişi, koroyu yönlendirmesi ve orkestrayla uyumunu iyi sağlamasıyla Artun Hoinic başarılı bir sınav verdi. Eserin A.T. Kışlalı'ya adanmış olduğunu hatırlatarak salonu bir dakikalık saygı duruşuna davet etti. Son dönemde tanıklık ettiğim en sessiz saygı duruşuydu. Keşke icra sırasında da dinleyici bu denli sessiz olabilse, pet su şişelerini çatırdatıp durmasaydı!
Saygı duruşundan sonra şef besteciyi, yâni babasını sahneye davet etti. Baba-oğulun aynı kürsüde kucaklaşması duygulandırıcı bir görüntü oluşturdu.
Konserin ilk yarısında uluslararası piyanistimiz Gülsin Onay, Mozart'ın Re minör 20. Piyano Konçertosu'nu seslendirdi. Belki de gençlerle çalmanın verdiği ayrı coşku ile, her zamankinden daha mimikli ve hareketli bir icra yaptı. Dinleyici ve koristlerin büyük alkışını aldı. İlk yarıda Mozart konçertodan sonra orkestra Brahms'ın genellikle korolu bölümü atlanan Akademik Festival Uvertürü'nü bütünüyle koroyla birlikte seslendirdi. Artun Hoinic, profesyonel bir şef olarak bu eserdeki yönetimiyle herkese 'Ben de varım, buradayım' mesajı verir gibiydi.
Değişik işlerle uğraşan ve değişik okullarda okuyan koristlerden oluşan üç koroyu bir araya getirip kaliteli birliktelik elde ettikleri için koro şefleri Değer ve Aytepe'yi, temiz okuyuşları için özellikle kadınlar korosunu ayrıca kutlamak gerek.
https://www.andante.com.tr/tr/4948/A.t.-Kislali-Anisina-Gordion-Kantati