33. Uluslararası Ankara Müzik Festivali Açılış Konseri
Saygun Filarmoni Korosu bu akşam 33. Uluslararası Ankara Müzik Festivalinin açılış konserinde MEB Şura Salonunda Orhun Orhon yönetimindeki Ankara Gençlik Senfoni Orkestrası ile Gabriel Fauré'nin Op.50 fa diyez minör Pavane ve Wolfgang Amadeus Mozart'ın K.618 re majör Ave Verum Corpus adlı eserlerini seslendirdi. Bu eserler için Ahu Köksal ve Serkan Özçiftçi'nin hazırladığı konser program notları şöyle:
Gabriel Fauré, Pavane, Op.50, fa diyez minör
Kullandığı armoniler ve renk etkileriyle izlenimcilik akımına öncülük den Fransız besteci Gabriel Fauré (1845-1924), Kontes Greffulhe'ye (1860-1952) ithaf ettiği, Op.50 Fa diyez majör Pavane'ı 1887 yılında piyano için bestelemiştir. Ancak daha sonra yine besteci tarafından yapılan orkestra düzenlemesi daha popüler olmuştur. Eserin ritmik yapısı, İspanyol saray danslarından biri olan ve eserle aynı adı taşıyan pavane'dan alınmış.
Eserde kullanılan şiir, "estetlerin prensi" olarak da anılan ve şiirleri başka bir dile "çevrilemez" olarak tanımlanan Fransız sembolistşair Robert de Montesquiou'nundur. Montesquiou bu şiirinde; aşkın nefrete ve lanete uzanan döngüsünden, agresif ve kinayeli bir şekilde bahsetmektedir.
Wolfgang Amadeus Mozart, Ave Verum Corpus, K.618, Re Majör
Mozart (1756-1971) eseri, ölümünden yaklaşık altı ay kadar önce, 17 Haziran 1791'de koro ve yaylı çalgılar orkestrası için bestelemiştir. İlk seslendirilişi yine 1791 yılında Baden'de Mozart'ın yakın arkadaşı olan ve eserlerin ithaf edildiği koro şefi Anton Stoll'un yönetiminde, Corpus Christi Festivali'nde gerçekleştirilmiştir.
Yalnızca 46 ölçülük bu küçük eserde Mozart, yalın sekiz ölçülük cümleler ve yumuşak dinamikler kullanmış; koro partilerini eşzamanlı olarak orkestraya da yazmıştır. Partiler aynı metni neredeyse aynı ritmik yapıda birlikte söylemektedir. Eserin üçüncü cümlesi Klasik Dönem için Re Majöre uzak bir ton olan Fa Majörde gelmektedir. Eserin en tiz notaları seslendirilirken söylenen söz ise "ölüm"dür ve bu noktada ruhun cennete ulaşasının betimlendiği düşünülmektedir. Mozart'ın kiliseyle arası hiç iyi olmasa da yazdığı dini eserler dönemini aşmayı ve Mozart'ın sevgi dolu dünyasını günümüze taşımayı başarmıştır.